Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Lütfuna ermek için söyle perişan olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
1900’lü yılların başında bir albayın kızı Nazende eğitim almak için Makedonya’dan Dersaadet'e gelir. Burada tesadüfen tanıştığı bir gençle sevgili olur. Ancak Nazende’nin babası olmadık bir zamana ölünce kız parasız pulsuz kalıp evine dönmek zorunda kalır. Fakat delikanlı ile evlenmek için sözleşirler. Delikanlı tam sekiz sene Nazende’yi bekler. Ancak o sırada patlak veren savaş, açlık ve yoksulluk çok yormuştur insanları.
Delikanlı ailesinin ve çevresinin etkisiyle kuzeniyle evlenmek zorunda kalır. Evlenmesinden üç gün sonra sevdiği kız çıkar gelir. Genç kız evlenmemiş ve onu beklemiştir. Beyoğlu’nda karşılaşırlar. Genç kız onun eski apartman dairesinden dönmektedir. Ortam gerilir.
Ve genç adam yaşadığı talihsizliği kıza anlatmak ister ama kız büyük acılar içinde Mısır’a amcasının yanına giderken yolda intihar eder.
Genç kız intihar ederken bıraktığı mektupta hala onu sevdiğini söyler. Mektubu tam iki sene sonra alan adam ki artık önemli bir bürokrattır günlüğüne şu notu yazar;
“Senin beni hala sevdiğini anlamam için rezil olup, perişan olup bir başka kadının koynuna mı girmem gerekiyordu ey canım”
“Lütfuna ermek için söyle perişan mı olayım” sözü buradan gelir.
Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Lütfuna ermek için söyle perişan olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Kimi kaynaklara göre Şair Rüştü Şardağ bu rivayetten etkilenerek bu güfteyi yazığını söylüyorlar. Usta bestekâr Fehmi Tokay’da Bayati makamında bestelemiş.(Şarkıların Gözyaşları; Suat Yener S:61)